11 Mart 2011 Cuma

Alexander von Humboldt

Friedrich Wilhelm Heinrich Alexander Freiherr von Humboldt, (14 Eylül 1769, Berlin – 6 Mayıs 1859, Berlin), Prusyalı doğabilimci ve kâşif. Prusyalı bakan, filozof ve dilbilimci Wilhelm von Humboldt'un küçük kardeşi. Humboldt'un botanik coğrafya üzerine yaptığı çalışmalar biyocoğrafya dalının temelini oluşturmuştur.
1799 ile 1804 yılları arasında Güney ve Orta Amerika'ya giden von Humboldt, keşif gezileri sonucunda kıtayı bilimsel açıdan betimleyen ilk bilimadamı olmuştur. 21 yıl boyunca yaptığı gezilerde karşılaştıklarını devasa bir eserde toplamıştır. Atlantik Okyanusu'nun iki kıyısında yer alan kara parçalarının (özellikle Güney Amerika ve Afrika'nın) bir zamanlar birleşik olduğunu ilk öne süren Humboldt olmuştur. Hayatının son dönemlerinde yazdığıKosmos adlı eserinde dünya üzerine bilgi toplayan çeşitli bilim dallarını birleştirmeye çalışmıştır. Humboldt aralarında Joseph-Louis Gay-Lussac, Justus von Liebig, Louis Agassiz ve Matthew Fontaine Maury'nin bulunduğu birçok bilimadamıyla çalışmış ve çalışmaları desteklemiştir.


Von Humboldt'un Prusya ordusunda binbaşı olan babası Pomeranya'nın önde gelen ailelerinden birine mensuptu ve Yedi Yıl Savaşları'ndaki hizmetleri karşılığında kraliyet nazırlığı göreviyle ödüllendirilmişti. Baron von Hollwede'nin dul eşi Maria Elizabeth von Colomb ile 1766 yılında evlendikten sonra iki oğlu olmuştu. Bunlardan küçük olanı Alexander'dır.

Alexander von Humboldt'un çocukluğu ne sağlık ne de zekâ açısından pek ümit verici geçmemiştir. Yine de kısa sürede kendine özgü özellikleri ortaya çıkmıştır. Bitkileri, kabuklu hayvanların kabuklarını ve böcekleri toplayıp etiketlendirdiği için "küçük eczacı" diye adlandırılmıştır. 1779 yılında babasının beklenmeyen ölümü sonrasında annesinin verdiği yerinde kararlarla eğitimini sürdürmüştür. Politik kariyer için altı ay Frankfurt Üniversitesi'nde finans okudu ve bir yıl sonra 25 Nisan 1789'da Christian Gottlob Heine ve Johann Friedrich Blumenbach'ın verdiği derslerle ünlenen Göttingen Üniversitesi'ne kaydoldu. Çeşitli alanlara duyduğu ilgi ve yeteneği öylesine gelişmişti ki, 1789 yılında bir tatil esnasında Ren Nehri'ne yaptığı bir geziden sonra "Mineralogische Beobachtungen über einige Basalte am Rhein" (Ren Nehri'ndeki bazı Bazalt kayalar üzerine mineralojik gözlemler) (Brunswick, 1790) adlı eseri yazdı.

Yolculuklara olan tutkusu, Kaptan James Cook’un ikinci yolculuğunda yanında bulunan, Heyne’in damadı Georg Foster ile Göttingen’de kurduğu arkadaşlıkla iyice pekişti. Artık çalışmaları ve nadir olarak birarada görülen kişisel yetenekleri olağanüstü bir anlayış ile kendisini bilimsel kâşif olarak hazırlama amacına yönelmişti. Bu düşünceyle Hamburg’ta ticaret ve yabancı diller, Freiberg’te Abraham Gottlob Werner ile coğrafya, Jena’da Justus Christian Loder ile anatomi, Franz Xaver von Zach ve Johann Gottfried Koehler ile astronomi ve bilimsel aletlerin kullanımı konularında eğitimini sürdürdü. Freiberg madenlerindeki bitki örtüsü üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda 1793 yılında "Florae Fribergensis Specimen" (Fribergen Florasından Örnekler) adlı eserini yayımladı. Luigi Galvani tarafından yeni keşfedilmiş olan kasların tepkiselliği fenomeni üzerine yaptığı uzun süreli deneyler sonucunda 1797 yılında Berlin’de "Versuche über die gereizte Muskel- und Nervenfaser" (Kas ve sinir lifleri tepkiselliği üzerine çalışmalar) adlı çalışmasını yayımladı


Avrupa’daki yolculukları ve çalışmaları

1794 yılında ünlü Weimar arkadaş grubuna katıldı ve Haziran 1795’te Friedrich Schiller’in Die Horen isimli yeni dergisine Die Lebenskraft, oder der rhodische Genius adlı felsefi bir alegori yazdı. 1790 yazında Georg Foster ile birlikte kısa süreliğine İngiltere’ye gitti. 1792 ve 1797 yıllarında Viyana’da bulundu. 1795'te İsviçre ve İtalya’da jeoloji ve botanik ile ilgilendiği bir gezi yaptı. Bu sıralarda, 29 Şubat 1792’de Berlin’de maden vergi tayin memuru olarak resmî bir göreve atandı. Devlet için çalıştığı bu görevi yalnızca bilime hizmet etmek için bir çıraklık dönemi gibi görmüş olsa da, sorumluluklarını öyle çarpıcı bir yetenekle yerine getirdi ki kısa sürede bölümünün başına geçmekle kalmayıp önemli diplomatik görevler de üstlendi. 19 Kasım 1796’da annesinin ölümü dehasının peşinden gidebilmesinin önünü açtı. Resmî görevlerinden uzaklaşarak, çok uzun zamandır içinde olan uzak diyarlara gitme hülyasını gerçekleştirmek için bir fırsat çıkmasını beklemeye başladı.


Katılması için resmî olarak davet edildiği Nicolas Baudin’in dünya yolculuğunun ertelenmesi üzerine, Mısır’da bulunan Napolyon Bonapart’a katılmak için, ertelenen seferin botanikçisi Aimé Bonpland ile birlikte Paris'ten ayrılıp Marsilya’ya gider. Mısır’a ulaşmak için çabalarken yolları Madrid’e düşer ve beklenmedik bir şekilde, bakan Don Mariano Luis de Urquijo’nun himayesiyle keşif için İspanyol Amerika’sına gitmeye karar verirler.
Önemli tavsiye mektuplarıyla birlikte 5 Haziran 1799’da A Coruña’dan Pizarro gemisiyle denize açılırlar. Teide’ye tırmanmak için altı gün boyunca Tenerif’te durakladıktan sonra 16 Temmuz’da Venezuela’da Cumaná’daGüney Amerika’ya ayak basarlar. Caripe’deki misyoner merkezini ziyaret eden Humboldt burada bulduğu yağ kuşunu (Steatornis caripensis) adıyla bilim dünyasına tanıtacaktır. Cumaná’dan dönen Humboldt 11 Kasım’ı 12 Kasım’a bağlayan gece dikkat çekici bir meteor yağmuru gözlemler. Bu, günümüzde Leonidler diye bildiğimiz meteor yağmurudur. Bonpland ile birlikte Karakas’a giden Humboldt, 1800 yılının Şubat ayında Orinoco Nehri’nin izlediği yolu keşfetmek için kıyıdan uzaklaşır. Dört ay süren ve 2.775 km. boyunca vahşi ve ıssız arazide geçen bu yolculuk sonucunda Orinoco ile Amazon nehirleri arasında bağlantı sağlayan Casiquiare Kanalı’nın varlığı kanıtlanmış ve bağlantının tam yerinin saptanması da sağlanmıştır. 19 Mart 1800 tarihinde Humboldt ve Bonpland yakaladıkları elektrikli yılan balıkları nedeniyle bolca elektrik şokuna maruz kaldılar.

24 Kasım’da Küba’ya geçen iki arkadaş birkaç ay burada kaldıktan sonra Kolombiya’daki Cartagena’ya çıkarak anakaraya geri dönerler. Suları kabarmış olan Magdalena Nehri boyunca ilerleyip, Cordillera RealDağları’nın donmuş sırtlarından geçen zorlu bir yolculuktan sonra 6 Ocak 1802’de Quito’ya varırlar. Burada kaldıkları sürede hem Pichincha Dağı’na hem de Chimborazo Dağı’na tırmanırlar. Bu tırmanışla Humboldt ve ekibi zamanın dünya rekoru sayılabilecek olan 5.878 m.lik yüksekliğe ulaşmıştır. Yol üzerinde Amazon’un kaynaklarını araştırdıktan sonra Peru’da Lima’ya ulaşınca sefer sona erer. Humboldt, Callao’da 9 Kasım’da Merkür’ünGüneş önünden geçişini gözlemler. Aynı zamanda guano’nun gübre özelliklerini inceler. Guano’nun Avrupa’ya girişi Humboldt’un yazıları neticesinde olmuştur. Fırtınalı bir deniz yolculuğundan sonra Meksika’ya gelirler. Burada yaklaşık bir yıl kaldıktan sonra kısa süreliğine Amerika Birleşik Devletleri’ne uğrar ve Delaware Nehri’nin ağzından Avrupa’ya yelken açarlar. Bu yolculuğun sonunda 3 Ağustos 1804 günü Fransa’nın Bordeauxşehrine çıkarak Avrupa’ya geri dönerler.

Dosya:Woodbridge isothermal chart3.jpg


Bu unutulmaz sefer sonucunda Humboldt fiziki coğrafya ile meteorolojinin temelini ana hatlarıyla kurmuştur. 1817 yılında çizdiği eşsıcaklık eğrileri ile değişik ülkelerin iklimsel koşullarını kıyaslamayı önerdi ve yöntemlerini ortaya koydu. İlk olarak deniz yüzeyinden yükseldikçe ortalama sıcaklıkların düşüş hızını inceleyerek tropik fırtınaların kaynağını açıkladı. Bu çalışmalar, yüksek enlemlerde karşılaşılan atmosferik karışıklıkları açıklayan karmaşık yasaların bulunmasına ilişkin ilk ipuçlarını oluşturmuştur. Bitkilerin coğrafyası üzerine olan denemesi ise organik yaşamın dağılımını, değişen fiziki koşullardan etkilenmesine bağlamak gibi yeni bir düşünce üzerine oturtulmuştu. Kutuplardan ekvatora doğru gittikçe Dünya’nın manyetik alan yoğunluğunun azaldığını bulan Humboldt, bu buluşunu 7 Aralık 1804'te Paris Enstitüsü’nde kendi okuduğu bir bildiriyle sunar. Başkaları tarafından da yapıldığına dair iddiaların hızla ortaya çıkması bu buluşun önemini ortaya koymaktadır. Jeolojiye olan katkıları, Yeni Dünya’nın volkanları üzerine yaptığı dikkatli çalışmalardan oluşmaktadır. Bu volkanların doğal olarak bir hat boyunca oluştuğunu ve büyük olasılıkla da geniş yeraltı çatlaklarının üzerinde yer aldıklarını gösterdi. Daha önceden tortul olduğu düşünülen kayaçların magmatik olduğunu göstererek hatalı görüşlerin ortaya çıkartılmasına büyük katkılarda bulundu.

Avrupa’dan uzak kaldığı süre boyunca topladığı, ansiklopedik ölçüdeki bilimsel, politik ve arkeolojik bilgi bütününün uygun şekle sokularak yayımlanması artık Humboldt’un en büyük isteği hâline gelmişti. Manyetik sapmayasasını incelemek amacıyla Joseph Louis Gay-Lussac ile İtalya’ya yaptığı kısa gezinin ardından doğduğu şehirde iki buçuk yıl kalan Humboldt 1808 ilkbaharında büyük eserini basabilmek için gerekli olan bilimsel işbirliğini sağlayabilmek üzere Paris’e yerleşti. Başlangıçta yalnızca iki yıl süreceğini umduğu bu devasa iş Humboldt’un yirmi bir yılını aldı ve yine de tamamlanamadı. Paris’te bulunduğu ilk yıllarda önceleri rakibi ama artık arkadaşı olan Joseph-Louis Gay-Lussac ile hem kaldığı hem de çalıştığı yeri paylaştı, gaz analizleri ve atmosferin yapısı üzerine onunla birlikte çalıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder