2 Mayıs 2011 Pazartesi

GÖÇ NEDENLERİ






Göç çok boyutlu bir sosyal olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle göçe neden olan faktörlerde bir o kadar karmaşık ve çok boyutludur. Bunlar; ekonomik faktörler, sosyal, psikolojik ve siyasal faktörler ve doğal faktörlerdir.
1- EKONOMİK FAKTÖRLER
Yer yüzünde meydana gelen ilk göçlerin temel nedeni ekonomik koşullardır. Özellikle üretim faktörlerinden birisini oluşturan işçigücü talebi göçlerde belirleyici bir unsurdur. Dünyada ilk kitlesel göç hareketi Amerika’daki tarımsal işgücü gereksinimini karşılamak için 1619-1776 yılları arasında gerçekleşmiştir. Milyonlarca zenci emek gücü buraya getirilmiştir. Sanayi devriminin gerçekleştiği dönemde de Avrupa’da ortaya çıkan açık işgücü büyük göç olgusunu ortaya çıkarmış ve 1846-1932 yılları arasında 52 milyon insan Avrupa’dan yeni dünyalara göç etmiştir. Yine ilinci dünya savaşından sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak üzere başta Almanya olmak üzere pekçok Avrupa ülkesine Kuzey Afrika’dan, İtalya’dan, Yugoslavya’dan, İspanya, Portekiz, Yunanistan ve Türkiye’den binlerce işgüçü akın etmiştir.
Günümüzde ise Dünyada meydana gelen göçler genel çerçevede değerlendirildiğinde, ana göç doğrultusunun ABD, Batı Avrupa ülkeleri, Japonya, Kanada, Avustralya ve bazı petrol üreticisi Arap ülkelerine doğrudur. Hepsi gelişmiş ülkelerdir ve sözkonosu bu ülkelerin hepsinde kişi başına ulusal gelir 10.000$ ın üzerindedir. Buradan çıkarılabilecek temel unsur uluslararası göçlerde temel belirleyici unsurun ekonomi olduğudur. Uluslararası göçlerde aktüel olan Afganistan’da kişi başına düşen milli gelir 220$, Pakistan’da 470$, Bengladeş’te 370$, Moldova’da 370$ civarındadır. Oysa gelişmiş batı ülkelerinde 1999 verilerine göre kişi başına düşen milli gelir İsviçre’de 38350$, ABD’de 30650$, Almaya’da 25350$, İngilte’de 22640$ dır.
Ekonomik açıdan kişisel gelirin yüksekliğine bağlı olarak yüksek yaşam standartlarının batı ülkelerindeki varlığıda göçlerin temel nedenleri arasındadır. 2000 yılı verileri itibarı ile insani gelişim indeksi sıralamasında Dünyada ilk 20 sırada bulunan ülkelerin büyük bir bölümü Batı Avrupa ülkeleri, Kanada, Avustralya, ABD, Japonya ve Yeni Zellanda’dan oluşmaktadır.
Göç veren ülkelerde meydana gelen ekonomik krizler ve  işsizlik yoğun göçlere neden olan bir diğer ekonomik faktördür. 1989 yılına SSCB’nin dağılması  sonucunda ortaya çıkan ekonomik bunalımlar sonucunda gerek Rusya ve gerekse diğer eski SSCB ülkelerinden özellikle Batı Avrupa’ya yönelik olarak büyük oranda göçler yaşanmıştır ve bu günümüzde de devam etmektedir.
Ekonomik koşullara bağlı olarak gelişen açlık sorunu göçlere neden olan diğer başka bir unsurdur. Bütün dünyada, açlık ve fakirlik sınırındaki nüfusun sorunları günümüzde en çok tartışılan sorunlardır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık 1.2 milyar insan günde 1$ lık mutlak yoksulluk sınırının altındadır. 200 milyonu 5 yaşın altındaki çocuk olmak üzere 800 milyon kişi açlık çekmektedir.
Göç sorunlu bölgelerden, sorunlarını çözmüş bölgelere doğru gelişen bir olgudur. Göçmenler göç ederek maddi kazançlarını en üst seviyelere çıkarmak istemektedir. Göç alan ülkeler ise bu devinimi kontrol altında tutmak istemekte ve böylece büyük bir sorun ortaya çıkmaktadır. Fakirlik, işsizlik gibi ekonomik sorunlar potansiyel bir göçmen kitlesi yaratmaktadır.
SOSYAL, PSİKOLOJİK VE SİYASAL FAKTÖRLER
Savaşlar uluslararası göçlerde bu güne kadar önemli bir etken olmuştur. I.Dünya Savaşı Avrupa’da, Asya’da ve Afrika’da çok sayıda siyasal sınırın değişmesine  yol açmış ve durum da insanların uluslararası göçüne neden olmuştur. Avrupa’daki Yugoslavya savaşı sonucunda yaklaşık üç milyon insan kitlesel olarak göç etmiştir.
Afrika’da gelişmiş ülkeler tarafından oluşturulan yapay sınırlar, pek çok etnik kimliğe mensup ininsanların bölünmesine yol açmış ve bu durum birbirine düşman toplulukları yaratmiştır. Tüm bunlar binlerce insanın vatanını terk etmelerine neden olmuştur ve bu durumu bazı Asya ülkelerinde de gözlemek mümkündür.
Orta Doğu’da yıllardır süren istikrarsızlık ve savaşlar, İran’daki rejim değişikliği, SSCB’nin ekonomik ve siyasi çöküşü, SSCB’nin Afganista’ı işgali ve bunun sonucunda ortaya çıkan çatışmalar ve Taliban rejiminin uygulamaları insanları göçe iten nedenler olmuştur. Orta Doğu’da 1967 yılında meydana gelen ve Mısır, Suriye ve FKÖ ile İsrail arasında yaşanan savaşın ardından, 1980′de İran ile Irak arasında başlayan ve 8 yıl süren savaş, Irak’ın Kuveyt’i işgali ile 1990 da başlayan Körfez Savaşı çok sayıda insanın uluslararası göçlere katılmasına neden olmuştur.
Uluslararası yapılan anlaşmalar sonucunda da göçler meydana gelebilmektedir. Bu konuda verilebilecek en güzel örnek Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan anlaşmadır. Türkiye ile Yunanistan arasında ”Türk ve Rum Ahalisinin Mübadelesine dair Mukavelename ve Protokol” imzalanmış ve bu anlaşma Lozan Barış Anlaşmasıyla yürürlüğe girmiştir.
Uluslararası göçe neden olan faktörler arsında, haberdar olam açısından medyanında önemli bir rolü bulunmaktadır. Göçe karar veren birey itici  unsurların koşullandırdığı güçlü bir göç etme eğilimine sahiptir ve durumda önüne çıkabilecek her türlü fırsatı değerlendirmek isteyecektir. Medyanında uluslararsı hatta yerel ölçekteki göçlerde önemli bir rolü bulunmaktadır.
Eğitim ve kültürel fırsatlar göçlere neden olan önemli sosyal olgulardır. Gelişmiş ülkelerde eğitim olanakları gelişmemiş ülkelere göre daha fazladır. Kültürel ve sanatsal etkinliklerde de aynı durumu gözlemek olasıdır. Bu durum çekici bir unsur olarak göçlerde önemli bir rol oynar.
Mesafe faktörü uluslararası göçlerde hem coğrafi hem de ekonomik bir değerdir. Gidilecek mesafe göçmen sayısı ile doğru orantılıdır.
Nükller denemelerde insanların göçüne neden olan faktörler arasındadır. Kazakistan’daki Semipalatisk bölgesinde, 1949-1989 yılları arasında150 si yer üstünde olmak üzere 500 civarında nükller bomba denemesi yapılmış 160.000 insan diğer bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır.
DOĞAL OLAYLAR
Orta Asya’da IV. ve V. yüzyüldaki Hunların ve Moğolların göçünün en önemli nedeni bu bölgede yaşanan kuraklıktır. ABD’de Kaliforniya’da meydana gelen her önemli deprem sonucunda bir göç dalgası yaşanmaktadır. 1988 yılında Ermenistan’ın Erivan kentindeki 7.2 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 25.000 kişinin ölümüne yol açmış ve deprem sonucunda 500.000 civarında Ermenistan vatandaşı Rusya ve Ukrayna’ya göç etmiştir. Orta Asya’da Kırgızistan ve Tacikitan’ın bulunduğu alanlarda ciddi depremler, toprak ve çamur kaymaları ve heyelanlaryöre halkını tehtid etmektedir. Kırgızistan hükümetine göre 1994 yılında toprak kaymaları nedeniyle 270.000 insan göç hareketine katılmıştır.
Bazı alanlarda küresel ısınmaya bağlı olarak toprakların çölleşmesi, orman alanlarının daralması, tarım topraklarının marjinal sınırlara ulaşması insanları yer değiştirmeye zorlamaktadır. Özellikle tropikal kuşakta yer alan ülkelerde bunun en çarpıcı örnekleri görülmektedir.
Birleşmiş Milletler raporuna göre Orta Asya’nın önemli bir bölümü, yıllarca devam eden tarımsal yanlış arazi kullanımı, sanayi kirlenmesi ve aşırı otlatma nedeniyle toprakların verimsizleşmesi ve çölleşme gibi sorunlardan ciddi şekilde etkilenmektedir. Özellikle Aral Gölü çevresinde bozulma ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder