9 Ocak 2011 Pazar

ZİHİN HARİTALARI

Zihin haritalarının kökenini oluşturan ‘’cognitive mapping’’ terimi ilk olarak psikolojide 1948’de kullanılmıştır.
Zihin haritaları (mental maps) ya af ‘’bilme öğrenme haritaları’’ Downs ve Stea tarafından ‘’insanların kendi mekansal çevreleri hakkında bilgiler edinme, bu bilgileri depolama, çağrışım yapma ve değiştirmeyi mümkün kılan bilme-öğrenme süreçlerini içine alan bir yapı’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu tür bilginin insanların mekansal karar verme olgusunun önemli bir parçasını oluşturduğu varsayılmaktadır. Yaşanılacak yerin seçilmesinde, özellikle de konut alanlarındaki tercihlerin incelenmesinde zihin haritaları büyük önem taşımaktadır. Bir kimseden yaşamak istediği yer hakkında tercih yapması istediğinde, bu tercihi yapmak için o kişi kendi hafızasındaki dünya imajı yoluyla –yani kişisel deneyleriyle edindiği coğrafi görünüme ait ya kitaplarda okuduğu yada televizyonda gördüklerinden kazandığı imajlar yoluyla karar vermek zorunda kalacaktır. Bazı kimseler yakın ve tanıdık buldukları yerlerde, bazıları ise tamamen değişik yerlerde yaşamayı tercih edebilirler; tercih ne olursa olsun, mekan imajı o kişinin zihinharitası olarak kabul edilebilir.
Zihin haritaları kişinin deneyleriyle ya da edindiği bilgilerle şekillenmekte, dolayısıyla kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Özellikle kişinin toplumsal sınıfı ve eğitimi dünya görüşü üzerinde etkili olmaktadır. Bir kimsenin yaşadığı yerde onun mekan algısını etkiler. Yapılan araştırmalar şu hususu ortaya koymuştur: Kişilerin dünya görüşleri kısmen yaşadıkları yere bağlıdır ve insanların önemli bir kısmı içinde kendi evlerinin bulunduğu, yani tanıdık oldukları yer tercih ettikleri tek ‘’yer’’ dir. Çocuklar arasında ise zihin haritalarının farklılaşmasında cinsiyette etkili olmakta ve kız çocukları genelde anne yanında kalarak eve daha yakın yerleri tercih etmektedirler.
Zihin haritalarının oluşturulmasında taslak harita yöntemi şaşırtıcı ve son derece ilgi çekici sonuçlar vermektedir. Esneklikleri, açıklıkları, potansiyel olarak derin psikolojik görüşleri yansıtmaları bakımından dikkate değerdirler.  Fakat, bu teknik, ortaya çıkan ürünün yorumlanmasında karşılaşılan güçlükler ve harita çizim tekniklerinde eğitim görmemiş kişilerin şehir içi ölçeğinde bildikleri yerleri yerine yerleştirememeleri yüzünden eleştirilere uğramıştır. Diğer eleştiriler arasında taslak haritaların bilgi değil, çizim becerisi gerektirdiği; bunların izafi mesafeyi ve yönü anlamlı ölçme olanağını engelleyen ölçek, oryantasyon ve içerik bakımından türdeş olmadıklar;  ve farklı araştırmacıların bu tür haritaları farklı değerlendirme olasılığından dolayı farklı yerlerde yapılan ayrı ayrı çalışmaların birbiriyle karşılaştırılmasının mümkün olamayacağı da yer almaktadır.
 Prof. Dr. E. Tümertekin, Nazmiye Özgüç (Beşeri Coğrafya)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder